Meral Aranca Astroloji Eğitimi Bitirme Projesi
İnsanın geleceğini şekillendiren önemli kararlardan biri de meslek seçimidir. Sözlük anlamı ile Meslek; kişilerin yaşamlarını sürdürebilmeleri ve insanlara yararlı hizmet veya mal üretebilmeleri için belli bir eğitim sürecinden geçerek kazandıkları bilgi ve becerilere dayalı, kuralları belli olan iş olarak tanımlanmaktadır. Kişi istediği yaşam tarzına uygun bir gelecek belirlerken seçmiş olduğu meslek alanı ve bu meslekten elde edeceği doyum büyük önem taşır. Meslek seçimi; kişinin var olan meslekler içinden, yapabileceğine inandığı, kendisine maddi ve manevi kazanç sağlayacağını düşündüğü mesleğe yönelmesidir. Kişinin meslekleri çeşitli özellikleriyle değerlendirip kendi ihtiyaçları ve öncelikleri doğrultusunda istenilir yönleri çok, istenmeyen yönleri az olan birine yönelmeye karar vermesidir. Kişi, bir meslek seçerken, kendini en iyi şekilde ifade etmesine olanak sağlayacak, yeteneklerine, kişilik özelliklerine uygun, kendi benlik yapılarını ortaya koyabileceği ve kendini gerçekleştirme fırsatını sağlayacak bir seçim yapması gerekmektedir. Kişi meslek hayatı içindeki faaliyetleri ve çalışmaları ile psikolojik ihtiyaçlarını doyurmaya çalışır. Seçilen meslek yoluyla kendini ifade etme, yeteneklerini geliştirme ve kullanma olanağı bulur. Kişi enerjisini sevdiği ve doyum alabileceği bir meslek alanında kullandığı takdirde başarılı bir kariyer elde etme olanağına sahip olur. Kapasitesini daha iyi kullanır. Kişi kendine uygun olan ve potansiyelini en iyi kullanabileceği bir meslek seçimi yaptığı koşulda daha mutlu olabilir.
Bizler gün içinde zamanımızın büyük kısmını iş yerimizde geçiririz. Yaptığımız işten memnun değilsek uzun vadede bunun zararlarını görmeye başlarız. Kısa vadede hemen anlayamasak bile işimizden memnun değilsek iş performansımız düşer, insanlarla iletişimimiz bozulur. Bu yüzden yaptığımız işin sadece gelirinin yüksek olması veya popüler bir meslek olmasına değil, kişiliğimize uygun olmasına, yeteneklerimizi sergilemekte fırsat vermesine dikkat etmemiz çok önemlidir. Yine uzun vadede yanlış meslek seçimi kişinin psikolojisinin bozulmasına, psikomatik hastalıkların baş göstermesine sebep olabilir. Kişi durumu fark etmeksizin panikatak, depresyon ve kalp rahatsızlıkları şeklinde tanılarla karşı karşıya gelebilir.
Astrolojide meslek tavsiye ederken birçok yöntem kullanırız. Mesela 2 – 6 ve 10. Evlere bakar, Satürn, Güneş ve Mars’ın konumunu kontrol eder, Arap Noktalarından olan Meslek Noktasını da hesap eder sonra fikir beyan ederiz.
Bir başka yöntemde ise, haritada güçlü olan gezegeni tespit eder, bu gezegenin konumunu ve açılarını ele alır ve gezegenin ifade ettiği meslekleri, bu mesleklerin güncelliğini tek tek düşünürüz.
Bir başka yöntemde ise, ASC’de veya MC’de gezegen var mı, diğer köşe evlerde dikkate alınacak bir konum, kayda değer bir durum var mı kontrol ederiz ve kişisel yorumumuzu ekleyerek harita sahibini bilgilendirmek isteriz. Bu yorumları yaparken doğum öncesi Yeniay ve Dolunay’a kadar bakmayı gerektiren hassasiyetler de gösteririz.
Peki, bunları yapmak suretiyle insanlara yardım etmek, yaşam yollarını aydınlatmak, öngörülerle yönlendirmek bir meslek değil midir? Astrolog olmak için her alanda olduğu gibi zaman ayırmak, çok çalışmak, emek vermek yeterli midir? Yoksa astrolog olmak için haritalarımızın bize bahşettiği ekstra bir işaret var mıdır? Yani birine sen avukat ol, sen mimar ol, sen fizik yap diyebiliyorsak sen astrolog ol diyemez miyiz?
O zaman astrolojiyi meslek edinmiş olanlarımız ve meslek edinmek isteyenler için bu konuya bir göz atalım.
Astrolog Olmak Zor Zanaat;
İnsanoğlu yüzyıllardır geleceği merak etmekten öte, onu nasıl tahmin edeceği konusunda da kafa yormuştur. Kimi zaman öngörüler yapmış kimi zaman da gerçekleri takip edip varsayımlarda bulunmuştur. Ama en çok da doğa olaylarını gözlemleyerek çıkarımlarda bulunmuştur.
Yıldızları gözlemlemek, onların hareketlerinin insanı, doğayı nasıl etkilediğini bilmek, bunu diğer insanlara anlatabilmek en zoru olmuş olabilir. Örneğin Rönesans Dönemi’nin ünlü matematikçi, doktor, filozof ve astrologlarından olan Cardanus Hz. İsa’nın doğum haritasını hesaplayıp yayınladığı için tutuklanmıştır. Hatta Ortaçağ’da Güneş, Ay, Venüs, Jüpiter ve diğer yıldızlarla uğraşmak putperestlik yoluna sapma tehlikesi taşıyordu. Her türlü hastalık, savaş ve felaketin sorumlusu olarak kuyruklu yıldızlar, Güneş ve Ay tu¬tulmaları, gökyüzündeki diğer olağandışı hareketler gösteriliyordu. Gökyüzündeki yıldızlarla ilgilenme eğiliminin ne kadar az ol¬duğunu, onlarla ciddi bir biçimde ilgilenenlere nasıl bir güvensiz¬likle bakıldığını, araştırmacılara ve bilginlere nasıl iftiralar atıldığı¬nı göstermek dine olan sadakatin gereğiydi. Ortaçağ’da Arap Dünyası’ndaki olumlu gelişmeler de olmasa Avrupa tamamen karanlığa gömülmüş, astroloji korkusu neredeyse matematikçileri bile çalışamaz hale getirmişti. Arap bilginlerinin matematiğinden devraldıklarıyla kendi dönemini şaşkınlığa düşürmüş olan Jordanus Nemorarius bile, bu çalışmaları için özel izin almak zorunda kalmıştı. Çünkü astroloji ilmiyle uğraşanlar aslında sadece astronomi verilerini kullanmamış, aynı zamanda güçlü bir analitik bakışa sahip olmuş, sorgulamayı, araştırmayı, matematiği kullanmayı bilmenin yanı sıra insan doğasını da iyi bilip anlamışlardı. Mezopotamya’da krallar başta olmak üzere halkın her kesimine hitap etmiş, onları doğum – ölüm, kıtlık – bolluk, savaş – barış ve nice doğal afetlerle ilgili önceden bilgilendirmiş ve yönlendirmişlerdi. Kimi zaman medyum olmak, kimi zaman falcı olmak, kimi zaman büyücü olmakla suçlanmış olsalar da astrologların tek derdi insanlara yardım etmek olmuştur.
Her Doğum haritası kendine has özellikleri olup benzersizdir. İçinde barındırdığı fırsatları, potansiyelleri hayatımız boyunca kimimiz takip eder, kimimiz farkında olmadan yaşar gider, bir gün bir transitle fark ederiz. Kendini gerçekleştirmiş haritalar zaten mutlaka iyi veya kötü şekilde tanınmıştır. Haritalarımızdaki Güneş, bilincimizin zirveye ulaşabileceği konuyu anlatır. Diğer gezegenler ise Güneş’imizdeki enerjiyi açığa çıkartabilecek yöntemleri ve karmamızda tamamlamamız gereken eksik konularımızı bize gösterir. Satürn, Güneş’inizin bilincini yitirmesini engellemeye çalışıp özlük sınırlarını çizerken, Ay hatıralarımızı canlı tutup ders almamızı öğütler. Venüs Güneş’imize tercihini yap derken Merkür karar verme mekanizmamızı diri tutmaya çalışır.
Örneğin; dini inançları gösteren alanında zayıf bir Mars’ı olan Muhammed Ali, Oğlak Güneş’i için, içine doğduğu dini öğretiler yerine daha güvenilir olduğunu düşündüğü başka bir dini yaşadığı her zorluğa rağmen yılmadan tecrübe ettirmiştir, Dünya’ca ünlü Sümerolog’umuz Muazzez İlmiye Çığ İkizler Burcu’ndaki Güneş’inin araştırmacı ve entelektüel yönünü bize geçmişi anlatan Yengeç Burcu’ndaki Merkür’ünün yardımı ile tarih alanına yöneltmiştir. Aslan Burcu’nda Güneşi olan Madonna’ya sanatı anlatan Terazi Burcu’ndaki Jüpiter’i destek vermiştir. Sonuç olarak herkes Güneş’ini gerçekleştirmeye çalışır.
100 adet bilinen, tanınan astrolog ile yaptığım bu çalışmada astrolog olmalarına sebep olan açıları irdeleyip, bazılarının da bütün olumsuzluklara rağmen nasıl astrolog olduğunu anlamaya çalıştım.
9. Evin ve Jüpiter’in Astroloji ile direk alakalı oluşu bu evi kesen burcun, bu burcun yönetici gezegeninin, bu evin içindeki gezegenin ve bu gezegenlerin açılarının da Astroloji ile alakalı olduğunu bize anlatır.
Astrolojide 9. Ev Jüpiter hakimiyetindeki evlerdendir. Jüpiter 9. Evde bizi, daha geniş düşünen, olayların alt yapısını inceleyen, ufku geniş, iletişim kurabilen ve tanıtım yapabilen, uluslararası merakımızı arttıran, hatta ruhsal yolculuklar yaşatan, kendi etik anlayışımızı geliştirmemizi sağlayan, kendi doğrumuzun peşine düşüren, yaptığımız işin akademik yönünü daha ciddiye aldıran, konu ile alakalı derinlik kazandıran, öğrendiğimiz bilgilerle aydınlanma yaşatan ve kendimizi keşfetmemizi sağlayan, sorgulamayı öğreten, yer yer ilhamlar ve kehanetler veren, 3. Evde toplanılan genel geçer bilgileri işleyen ve içselleştiren, bir üst bilinç geliştiren ve yaşanmışlıklara mutlaka bir anlam yükleten, her işin sonucunu mutlaka iyicil düşünmeye sevk eden, yüksek öngörü ve sezgisellik veren, kişinin bilgiyi nerede aradığını ve içinde bulunduğu yaşam alanlarında umut ve yeni hayallerde başarılı olup olamayacağını, büyük hedeflerin peşinde bıkkınlık yaşayıp yaşamayacağını anlatan bir roldedir. 9.ev alakalı ise Jüpiter de alakalı demişsin ama nedenini açıklamamışsın (ilk cümlem 2. Cümlemin uzunluğu sebebi ile unutuluyor mu acaba. Ben burada aslında jüpiteri anlatmaya çalıştım bu paragrafı komple mi değiştirsem acaba emin olamadım – bir de yöneticilik haricinde 9. Ev ve Jüpiter bağlantısını nasıl açıklayabileceğimi bilmiyorum)
Astroloji her ne kadar gök cisimlerini anlamlandırma ilmi, sanatı olsa da, aslında gök cisimlerinin insanlar üzerindeki etkisini kullanarak insanları anlama, davranış sebeplerinin alt yapısını çözümleme ve belki de Jüpiter’in iyicil etkisi ile bu davranışları yargılamadan kabullenme, doğruya yönlendirme, tolere etme, erteleme, gerçeklikle doğruluk arasındaki berzahtan insanı kurtarma sanatı olarak hizmet etmektedir.
Astroloji ışıkları yani Güneş’i, Ay’ı ve diğer gezegenleri öncelikli olarak ele alsa bile, birçok astroid ve Ay Düğümleri gibi başka donelerle de hareket ederek yorumunu zenginleştirir. Ay Düğümleri kişinin hayat yolunda edinmesi gereken tecrübelerin, geçmiş ile gelecek arasında kurulması gereken köprünün kişinin yaşamına nasıl yansıyacağını, kişinin psikolojisinin teslimiyetle kabul ettiklerinin toplumda nasıl yankı bulacağını, kişinin topluma geçişini ve bu geçişin sancılarını, tekamülün zorluğu ve sonuçta alınabilecek ödül ve cezaları bize anlatır. Örneğin; Ay Düğümleri Koç- Terazi ekseninde olan bir kişi kendi kişiliği ve beşeri ilişkileri ile ilgili öğretilere maruz kalacaktır. Kişinin ilişkilere uyumlanması ve bunu yaparken özünü kaybetmemesi, sadece başkalarının ihtiyaçlarını dengelemek üzerine bir hayat süremeyeceği gibi sadece kendi ihtiyaçları doğrultusunda yaşayamayacağını, her iki durum arasındaki dengeyi öğrenmesi gerektiği kişiye öğretilecektir. Birbirine karşıt konumdaki Ay Düğümleri’ni sırayla yaşayamayacağımız için bu karşıtlıktan doğan enerjiyi aslında biz kendi içimizde ödül veya ceza olarak anlamlandırırız. Halbuki her ikisi de öğretinin birer parçası, eğitimin birer yöntemidir. Güney Ay Düğümü ile yanımızda getirdiklerimizin öğrenmemiz gerekenlerle çatışmasının şiddeti ve süresi aslında sadece bizim kabullenmelerimizle alakalıdır. Kuzey Ay Düğümü’ne doğru ilerledikçe Güney Ay Düğümü’nün verdiği vesvese ve korkular eşliğinde sorun çözme yeteneğimizi geliştirerek eski yaşam bağımlılıklarımızdan duygusal bağımsızlığa, tekrar eden kısır döngülerimizden yaratıcı çözüm ve çalışmalara geçişimizi anlamlandırırız.
Aslında emin adımlarla kendisine doğru ilerlersek Kuzey Ay Düğümü kontrolün bizde olduğu hissini, gerçek gücümüzü ve öz güvenli hallerimizi yansıtan bir ayna gibidir. Güney Ay Düğümü’ndeki, konuyu en iyi bildiğimizi düşünmemize rağmen ki ürkek, tedirgin duygular kaybolur. Güney Ay Düğümü’nün güvenli sandığımız, emin olduğumuz kıyılarının bize verdiği zararı görmeye başlarız. Mesela Yengeç – Oğlak eksenindeki bir Ay Düğümü kombinasyonunda kişi duygusal hatıralarda boğulup, kendisi için başkalarından güvenli bir alan kurmalarını, kendisi yerine başkalarının sorumluluk almalarını, yerine getirmesi gerekenleri başkalarının yapmasını beklemesi gibi durumlar yüzünden hiç büyüyememesi sorunuyla yüzleşmelidir. Aslında kendisi beraber olduğu insanlara karşı her ne kadar alakalı, onların bakımlarıyla yakından ilgilenen ve sevgi dolu olsa da gerçek amacı kendi yaptığı fedakarlıklara karşılık diğerlerinden duygusal anlamda alabilecekleridir. Sevgi ve ilgiye olan bağımlılığı onu dış dünyadan uzaklaştırıp yalnızlığa itecektir. Karmadan alması gereken dersleri kabullenmesinde ki rıza ve zafiyetleri onun yaşamına yön vermesindeki yolu belirleyecektir. Kabuğundan çıkıp bir an önce sorumluluk alması öz güveniyle alakalı sorunları çözmekte faydalı olacaktır. Beklentide olduğu sevgiyi kendine verdiği değerde bulduğunda kendi ayakları üzerinde durabildiğini görecektir.
Kuzey Ay Düğümü’nü içselleştirdikçe artık kazanımlarımızı paylaşmak, faydalı olmak isteği ile el uzatmak, insanları öğrenilmiş çaresizliklerden kurtarma çabası ile çalışmaya başlamak, etki ettiğimiz, dokunduğumuz hayatlarda değişimi gözlemlemek bize verilen en değerli hediyedir belki de.
Hangi şartlarda yaşarsak yaşayalım, hangi alanda çalışırsak çalışalım içselleştirilmemiş bir Ay Düğümü kavramı bizim sadece yaradılış gereği, canlılıkla alakalı, doğuştan getirdiğimiz İD kavramı gibi, bizi birçok değerden yoksun, ya hep, ya hiç anlayışıyla çırpınan, faydasız süreçlere mahkum bir yaşama hapsedebilir. Nasıl ki Kuzey Ay Düğümü ve Güney Ay Düğümü birbirine zıt ise İd ve Süper Ego da birbirine tamamen zıt kavramlardır. Güney Ay Düğümü’nden ders çıkarılarak ilerlenmemiş bir Kuzey Ay Düğümü tıpkı Süper Ego gibi ulaşmak için çabaladığımız amaçları ve etik standartları içinde barındırsa da bizi sadece içinde bulunduğu dış dünyanın kurallarına göre yani işine geldiği gibi veya başka bir tabirle kadersel olarak içine doğduğumuz standartın mecburiyeti gibi çalışır. Kuzey Ay Düğümü tek başına sadece mükemmelliği ararken, Güney Ay Düğümü ise bizi sadece bildiğimiz kaynaklara çekmeye devam eder.
İçselleştirilmiş, Güney Ay Düğümü’nden dersler alınarak gidilen bir Kuzey Ay Düğümü yolu ise İd ve Süper Ego arasındaki dengeyi sağlayan Ego gibi mükemmelliği gerçekliğin içinde arayan, geliştirilebilen, öğrenebilen ve değişebilen, tercih yapabilen, uzlaşabilen, tolere edebilen, tekamülün farkındalığını kazanmış bir hayat yoluna erişmek gibidir.
Bize yabancı diyarlara yolculuğu da anlatan 9. Evin aynı zamanda astrolojiyi de anlatması belki de bu yüzden çok anlamlıdır. Bahsi geçen uzak diyarlar içsel yolculukları da kapsayan kocaman bir anlam taşır çünkü.
Sizlerle buluşturduğum bu çalışmada çok önemli bir çıkarımı burada öncelikle dile getirmek istiyorum. Astrolojide 9.ev diye bahsettiğimiz ev konuları astrologlar için en belirgin gösterge olmakla beraber üstünde çalıştığım 100 adet haritada 9. Ev, 9. Evin içindeki gezegen veya 9. Evin yönetici gezegeninin Ay Düğümleri dediğimiz sanal noktalarla bağlantılı olduğunu gördüm. Bir kısmında ise Ay Düğümünün kendisi 9. Evin içindeydi. Yöneticisinin ya da 9.evdeki gezegenlerin ay düğümü ile yaptıkları açılar bu çalışmada fark ettiğimiz, daha önce farklı ve önemli kaynaklarda hiç denk gelmediğimiz ve siz okurlarla paylaşmak istediğim önemli bir bilgidir.
Ay Düğümleri haritanın özü olup insanın nereden gelip nereye gittiğine tanıklık edecek noktalardır. Kuzey ay düğümü ruhumuzun gitmesi gereken yön olarak, karma felsefesine inanan ya da inanmayan, bütün astrologlarca tanınmakta ve haritada özellikle yorum yapılmaktadır. Bence 9. Evin Ay Düğümleri ile temasının bulunması sanki astrologların değişmez kadere sahip çıkmasına örnek teşkil etmektedir.
Güneş’in en güçlü olduğu zaman 9. Eve gelmektedir. Eski çağlardan bu yana Güneş tanrısı her şeyi aydınlatması ile bilinir. Dolayısı ile ileride olacakları, şu anda karanlıkta duranları, herhangi birinin kaderini, bir şeyin aslını, gerçeği bilmekle alakalıdır. Bu yüzden 9. Eve Tanrının evi denmiştir. İnsanların Tanrının buyruğunu dolayısıyla kaderlerini anlama çabaları onları yıldız bilgisini, ilmini öğrenmeye ve kehanetlere yönlendirmiştir. Böylece bu arayış insanları evrenin düzenine ve yasalarına, dinlere, felsefeye, ahlak ilmine yönlendirmiştir. Zaman içersinde Tanrısal bilgiyi anlamanın yanı sıra akademik konuları da temsil eder hale gelmiştir. İçsel yolculuklar ile aslında 9. Ev kendi tekamülünde Güney Ay Düğümü’nden gereken dersleri almış ve Kuzey Ay Düğümü’ne yolculuğuna devam etmektedir.
Üzerinde çalıştığım 100 astrolog haritasının 91 tanesinde Ay Düğümleri bağlantısı tespit ettim. Bu 91 haritanın 67 tanesinin aynı zamanda kitap yazarak astrolojiye hizmet ettikleri gördüm. Ay düğümü bağlantılı olan 24 harita sahibinin ise kitabı bulunmamaktadır. Kitap yazan 67 harita kişisinin 39 tanesinde Uranüs – Jüpiter bağlantısı da mevcuttur. Kitap yazan 67 harita sahibinin 15’inde ise Uranüs – Merkür açıları tespit ettim. Bu açılardan özellikle kare ve 150’lik açılardaki yoğunluk da dikkatimi çekti. 67 haritadan geri kalan 13 tanesinde ise kitap yazmış olmalarına rağmen astroloji ile ilgili bir kitap yazmayı anlatan direk bir açıya rastlamadım. Yalnız bu 13 harita sahipleri kitap yazmalarını anlatan başka açılara tabi ki sahiplerdir. Zaten kitap, dergi, yayıncılığı da anlatan 9. Evin Ay Düğümleri ile olan bağlantısı tek başına kitap yazma konusunu açıklamaktadır.
Üzerinde çalıştığım 100 astrolog haritasının 9. Ev yöneticisinin veya 9. Evin içindeki gezegenin Ay Düğümleri bağlantısına sahip olup veya 9. Evinin içinde Ay Düğümü bulunduğu halde kitabi olmayanların sayısı ise 24’dür. Bu 24 haritanın 16 tanesi Uranüs – Merkür veya Uranüs – Jüpiter açılarına sahiplerdir. 8 harita sahibi ise Ay Düğümleri bağlantısından başka Astrolojiyle ilgili olduğu düşünülen Güneş – Neptün açısından başka bir ibare taşımamaktadırlar.
Üzerinde çalıştığım 100 Astrolog haritasının 9 adedi ise Ay Düğümü bağlantısı göremediğimiz isimlerdir. Aralarında Türk Astroloji camiasında önemli bir yer edinmiş olan Dinçer GÜNER’in de yer aldığı bazı haritalar ise Ay Düğümleri bağlantısı olmadığı halde hem kariyer başarıları, hem de kitap yazarak gösterdikleri üstün başarı ile bu çalışmada yer almışlardır.
Bu 9 haritada astroloji ile bağlantılı olduğu düşünülen Uranüs – Jüpiter / Güneş – Neptün / Güneş – Uranüs / Güneş – Jüpiter açıları gibi bazı açılar yer almaktadır. ( Bu çalışmada yer vermek istediğimiz birçok Türk astrologun doğum bilgilerine maalesef ulaşılamamış bu yüzden çalışmada üzülerek yer verilememiştir.)
Önemsenerek yapılan her çalışmada olduğu gibi bu çalışmanın da anti tezi olarak 9. Evin Ay Düğümleri ile bağlantısı olmadığı halde başarılı olabilmiş kişilere de yer verilmiş ve bu durumdan yapılan çalışma adına rahatsızlık duyulmamıştır. Ay Düğümleri bağlantısının çok güçlü bir bağlantı olduğu örnekler çoğaltılarak ispat edilebileceği gibi, Ay Düğümü bağlantısı olmaksızın bu güne kadar kabullenilmiş diğer astroloji göstergesi açıların bundan sonra da kuvvetli gerçekliğini taşıyacak oluşu, bir açının kuvvetli gerçekliğinin diğer bir açıyı daha az önemli yapmayacağı gerçeğinin farkındalığı ile bu çalışma hazırlanmıştır. Çalışmaya konu olan değerli astrologların isimleri aşağıdaki gibidir.
9. EV YÖNETİCİSİNİN VEYA 9. EVİN İÇİNDEKİ GEZEGENİN AY DÜĞÜMLERİ BAĞLANTISINA SAHİP OLUP VEYA 9. EVİNİN İÇİNDE AY DÜĞÜMÜ OLAN ASTROLOGLAR
a) 9.EV YÖNETİCİSİ AY DÜĞÜMLERİNE T-KARESİ OLANLAR
William LİLLY Johannes KEPLER Virginia WOOLF Bill TIERNEY
Charles HARVEY Cyril FAGAN John ADDEYBarbara SHAFFERMAN
Raven KALDERA Glenn PERRY Dennis HARNESS Sheri
Samuel REYNOLD Jacques GOURDON Marie Louis RACLET
Demetra GEORGEZane STEINLiz GREENENoel Jan TYL
Grazia BARDONİJeffery Wolf GREEN
b) 9.EV YÖNETİCİSİ AY DÜĞÜMLERİNE UYUMLU OLANLAR
Devrim YILMAZERAhmet HULUSİJeane DIXONMax HEINDEL
Geraldine Hatch HANON Joelle De GRAVELAINERafael Gil BRAND
Tycho BRAHEMichael ERLEWINEAlan OKEN
Chris BRENNANHolger Alfred Ludwig FABMichael BALTIN
InbaalChiritine Saint PIERREVirgine COUTURIER
SepharialIlse STEUDELBruno HUBERLuc BIGE
Anne BARBAULTRichart IDEMONSamuel Richard PARCHMENT
Robert ZOLLERJeff MAYOBernard R. GOLDSTEIN
Michael HUBERLouise HUBERLois Mae RODDEN
Nick DAGAN
c) 9.EV YÖNETİCİSİ AY DÜĞÜMLERİNE KAVUŞUM OLANLAR
Deborah HOULDINGJacqueline AIMEDorothea R. ZUERKERSharon
Claudia SCHULZKaren HAMAKERMartine BARBAULT
Paul WRİGHTAlain De CHIVRE
d) ) 9.EV YÖNETİCİSİ AY DÜĞÜMLERİNE 150’LİK AÇIDA OLANLAR
Didem ŞARMANJohn DEEMaya Del MARZipporah DOBYNS
Augusta Foss HEINDELArthyr CHADBOURNE
e) 9.EVİN İÇİNDE AY DÜĞÜMÜ OLANLAR
Öner DÖŞERMediha JUNORobert HANDStephen ARROYO
Anita Noyes SMİTHRoger Benoit JOURLIN
Howard SASPORTASRaymond A. MERRIMAN
Jean CARTERETHinrich TAEGERMarion MARCH
e) 9.EVİNİN İÇİNDEKİ GEZEGEN AY DÜĞÜMLERİYLE BAĞLANTILI OLANLAR
Barış ÖZKIRIŞDevrim DÖLENKim FARNELLRobert CURREY
Eva STANGENBERGGeorgia STATHİSBill SHEERAN
Abraham ZACUTOEdith CUSTERGermaine HOLLEY
Ed STEINBRECHERJoan McEVERSBarbara BIRDFEATHER
9. EV YÖNETİCİSİNİN VEYA 9. EVİN İÇİNDEKİ GEZEGENİN AY DÜĞÜMLERİ BAĞLANTISINA SAHİP OLMAYAN ASTROLOGLAR
Dinçer GÜNERJessica ADAMSSteven Davit FORRESTMike HARDİNG
Lee LEHMANKomilla SUTTONCharles CARTERDavid HAMBLİN
Sy SCHOLFIELD
Saygılarımla;
Meral SÜMER